Atardamar hastalıkları önemli sağlık problemlerinden biri olup, görülme sıklığı Batı ülkelerinde her yıl için 1 milyon nüfus başına 500 – 1000 yeni olgudur. Ülkemizde her yıl için 35-40 000 yeni damar tıkanıklığı hastasının ortaya çıktığı tahmin edilmektedir.

4 ana periferik damar hastalığı grubu tanımlanabilir

1. Beyin atardamarları: şah damarı da denilen karotid arter hastalığı ve beyine kan götüren diğer damarların hastalığı felce neden olmaktadır.
2. Böbrek atardamarı: tansiyon yüksekliğine ve böbrek yetmezliğine neden olabilir.
3. Bacak atardamarları: belli bir mesafe yürümekle bacak ağrısına, kramplara ve yürüme mesafesinin kısalmasına neden olur. İlerlemiş hastalarda gangrene ve bacağın kesilmesine neden olabilir
4. Barsak atardamarları: karın ağrısı, kilo kaybı ve barsak gangrenine neden olabilir.

1. Sigara: Sigara pek çok damar tıkanıklığında en önemli etmendir. Batı ülkelerinde sigara alışkanlığının son yıllarda azalmasına karşın ülkemizde artmaktadır. 1992-2002 yılları arasında Türkiye’de nüfus artış oranı %18.3 olmasına karşın sigara kullanımı %36.2 oranında artmıştır.
2. Yüksek kolesterol: Damar sertliğinin başlamasında ve ilerlemesinde çok önemli rol oynar
3. Şeker hastalığı: Şeker hastalarında damar tıkanıklığı görülme oranı aynı yaştaki diğer bireylere oranla daha fazladır.
4. Bağ dokusu hastalıkları
5. Kalpten pıhtı atması

ATARDAMAR TIKANIKLIĞI TÜRLERİ

1.Damar sertliği (ateroskleroz): Periferik (merkezi olmayan, çevresel) damar hastalığı (PDH) kalbi besleyen koroner damarlar dışındaki damarların besledikleri organlara yeterli kan götüremeyecek şekilde daralması veya tıkanması olarak tanımlanabilir. Periferik damar hastalığının en yaygın türü olan aterosklerozda damar duvarı kalınlaşır, esnekliğini kaybeder ve içerisinde plaklar oluşarak sertleşir; damarın içerisinde kolesterol ve diğer maddelerin (plak) artan bir şekilde birikerek damarın iç çapının daralmasına yada tamamen tıkanmasına neden olur. 55 yaş üstü insanların %15’inde herhangi bir belirti vermeyen  periferik damar hastalığı bulunur. Yürüme mesafesini kısaltan periferik damar hastalığı ise 55 yaş üstü insanların %5’inde, 85 yaş üstü insanların ise %24’ünde bulunur. Periferik damarında ateroskleroz bulunan bir hastada, 10 yıl içinde kalp krizi veya felç geçirmeye bağlı ölüm riski, PDH bulunmayan bireylere göre 5 kat daha fazladır. Herhangi bir belirtisi olmayan periferik damar hastalarında ölüm riski %4 ve yürüme mesafesini kısaltıcı bacak ağrısı oluşma riski %7-15’tir. Yürüme mesafesini kısaltıcı bacak ağrısı olan hastalarda yürüme mesafesinin daha da kısalması  riski %20-30, 5 yıllık ölüm oranı %30, 10 yıllık ölüm oranı %50 ve ayak ve ya bacağın kesilmesi (amputasyon) riski %4’tür. Kritik bacak iskemisi olan hastalarda ölüm oranı daha da yüksektir (5 yılda %50) ve bacağın kesilme ihtimali de artar (%25) Periferik damar hastalığı her iki cinsiyette görülmekle birlikte erkeklerde daha sık görülür.

2.Ani atardamar tıkanıklığı: Daha önceden var olan darlıkta pıhtı oluşması veya örneğin kalpten kaynaklanan bir pıhtının yerinden ayrılarak bir atardamarı tıkaması acil bir durumdur. Tıkanan atardamarın beslediği vücut bölgesinde kanlanmama sonucu hücre ölümleri ve doku kaybı gelişebilir. Örneğin bacak atardamarlarının tıkanması halinde belirli bir süre içinde tedavi edilmez ise bacakta gangrene ve kesilmesine bile sebep olabilir. Bu nedenle, kalp atışlarında uzun süreli düzensizlik bulunan bir hastada aniden bacak ağrısı, bacakta solukluk ve soğukluk, his kaybı, harekette azalma oluşması halinde ani atardamar tıkanıklığından şüphelenilmeli ve en geç 6 saat içinde hastaneye başvurularak pıhtı ameliyatla çıkarılmalıdır.

3.Buerger Hastalığı: Kronik atar damar tıkanıklarının bir başka yaygın formu Buerger hastalığıdır. Sıklıkla sigara içicisi genç erkek hastalarda bacaklardaki küçük atar damarları  ve çoğunlukla birlikte küçük toplardamar ve sinir kılıflarını da tutan bir hastalıktır.  Yürümekle bacak ağrısı, bacakta soğukluk soğuk duyarlılığı, tekrarlayan yüzeysel damar iltihabı atakları gibi belirtileri vardır. İlerleyen dönemlerde dinlenip durumunda ciddi ağrı, ülser diye adlandırılan yara oluşumları ve gangren sıklıkla görülür. Erken dönemde sigaranın bırakılması ile hastalığın şiddetlenmesi büyük ölçüde engellenebilir. Ancak sıklıkla cerrahi müdahale gerektirir.

4.Anevrizma: Daha önce de belirtildiği üzere anevrizmalar, da­mar çeperlerinin herhangi bir noktasında ya hasta­lık, yada seyrek olarak yaralanma nedeniyle ortaya çı­kan bir zayıflığın sonucu  da­marın iyice genişlemesidir. Anevrizma eğer kol ya da bacakta ise, örneğin dizin arkasındaki dizardı atardamarında ise, hasta, nabız gibi atan şişmenin farkına varır. Nabız atışı kolayca hissedilebildiği gibi, anevrizma yeterince büyükse, çıplak gözle bile görüle­bilir. Anevrizma, karın bölgesindeki aort kolunda ise, hasta, özellikle yatakta sırtüstü yatıyorken, nabız vu­ruşunu sık sık hisseder. anevrizmalar büyüdüklerin­de, dokunulamaz hale gelir, hele aortta oluşanları, omurgaya yakınlıkları yüzünden çoğu zaman ağrı ve­rir. Karnın ya da göğsün iç bölgelerindeki anevrizmalar, herhangi bir rahatsızlık vermeden oldukça ge­nişleyebilirler ve bir muayene sırasında rastlantıyla ortaya çıkabilirler.

Asıl tehlikeli Anevrizma rahatsızlıkları, balonlaşarak çeperi incelen damarın yırtıldığı zaman ortaya çıkar. Büyük miktarda kan, anevrizmanın bulunduğu bölgeye, kol ya da bacak doku­larının içine veya karın ve göğüs boşluğuna boşalır. Ani ve büyük miktarda kan kaybı ile düşen kan basıncının şoku  bazen birkaç dakika içinde ölüme yol açabilir.